Okuma müziği: Şu günlerde bunu dinliyorum, güzel parça valla herkes dinlesin!!
Natalie's Cookies Tarifi
Şu üstteki kurabiyenin cevizine her ne kadar sinir olsam da her şeyin kusuru olur diyerek ona da kalıp uydurmuş bulunuyorum, zaten tadı harika olduğu için görüntüsüne bakmayacaksınız :) Eskiden yazmıştım bunun tarifini uslubu o yüzden biraz farklı olacak ama aldığım reaksiyona göre ileride uslup üzerinde değişiklik yapabilirim.
(Aynı tarif ile Hanimeller de üretilebiliyor)
Bu kurabiye tarifi lisedeki öğretmenim Natalie'ye ait, zamanında bu kurabiyeler için az kan dökülmedi. Bir danışma grubumuz vardı; Natalie ve 4 şanslı öğrencisinden oluşan, her hafta toplanırdık ve bu kurabiyeleri sayarak yerdik. Bütün okula yaklaşık 200-300 kusur kurabiye yaptığım zamanlar geldi aklıma, hey gidi günler hey... Tabi toplu kurabiye yapmakta ayrı bir olaymış onu da deneyimlemiş olmuştum.
Az laf çok iş, kurabiye tarifimize geçiyoruz :)
Giriş:Ölçümüz 1 adet su bardağı (200 ml olanlardan) 2 adet koca kaplara ihtiyacımız var, birinde ıslakları diğerinde kuru olanları karıştıracağız güzelce ve daha homojen bir kıvam elde etmiş olacağız.
2.25 bardak un bir çimdik tuz 1\3 bardak kakao 1 paket kabartma tozu Yukarıdakileri bir kapta karıştırın, aşağıdakileri de başka bir kapta:D Aşağıdakileri karıştırırken dikkat etmeniz gereken kısım şekerin iyice erimesi, yani tereyağı tamamen eridiği taktirde şeker tamamen erimiş oluyor, bu biraz zaman alıyor. Şekeri eritemezseniz, kurabiyenizde parçalı şekerli bir görüntü elde edeceksiniz, hiç tevessül etmem. (Tevessül dedim çok coolum ;)) 1 paket vanilin 1 tatlı kaşığı tarçın 2 adet yumurta 1.5 bardak şeker 1 bardak erimiş tereyağı
Şimdi elde ettiğimiz bu iki karışımı birbiri ile karıştırın. Yaklaşık olarak 200 gramlık 2 koca kare sütlü (bitter de olur) çikolatayı parçalayarak bu toplu karışıma ekleyin
İçine ceviz, badem, fındık filan da koyabilirsiniz :) Kurabiyenin hamuru tamamdır :)
1) Fırını yaklaşık olarak 200 derecede ısıtıyoruz.
2) Hamurumuzu ceviz büyüklüğünde yuvarlayıp tepsiye ezikleyerek diziyoruz :D Hani tam bir yuvarlak değil, kutuplarından basık, ekvatorundan pörtlemiş şekilde olacaklar; dünya gibi ama bayağı ezik dünya :)
3) Fırına kurabiyeleri koyup ısısını 180 dereceye indiriyoruz ve yaklaşık 8-10 dakika boyunca bekliyoruz.
4) Fırından çıkınca hafif yumuşak olsunlar sonradan sertleşiyorlar merak etmeyin:D Pişen kurabiyeleri hemen bir saklama kabına koyuyoruz ki nem kaybetmesin pişen kurabiyelerimiz; çünkü bir anda sertleşecekler, kıvamı öğreninceye kadar bir süre çok sert kurabiyeler yiyebilirsiniz ama zamanla güzelleşecektir :D
Böyle
eski günlere yad olsun bu müzikte, böyle yıllandı artık diyelim. "Oldie
goldie" takılmalı olsun diye düşündüm... Şaka şaka düşünmedim hiç bir şey
içimden bu şarkı geldi yav :D
Çok iyi çizim yapamam, ama
yapmayı severim. Yani çoğumuzda böyleyiz bence, çok iyi yaşayamıyoruz ama yine
de yaşamayı seviyoruz, yaşıyoruz :) Kalbimizi sevip, kırmızı giyiyoruz filan...
Genellikle bu ne anlatıyor sorusu
karşınıza çıkar ve "bir şey anlatmıyor." diyerek kesip atmak isterim. Kelimelerle
dökülebileceğini bir şey olsaydı öyle yapardım zaten, deli ile randevum mu var...
Bir sancınız varsa kelimeye dökebiliyorsanız öyle yapın zaten, kelimenin oluşumu 1 saniye alır
maksimum, "Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine" diyecekseniz o ayrı tabi... ;)
Bunlar ileride kullanmak için biriktirdiğim malzemeler; en kötüsü geri dönüşüm, en güzeli ileri-üretim için kullanırım diye :) Elinizdekini araç olarak kullanmak güzel oluyor. Hem bir üretici olarak ekonomik hem de şahsen beni zorladığı için farklı malzemeler kullanmayı ben biraz daha seviyorum. Anlatmak istedikleriniz oluyor ama “kelimeler kifayetsiz kalıyor” anlatamadıklarımıza dönüşüyor. Bunlar "İçsel kusuntu" biraz....
Bu sefer yaptıklarımı düzenlemek istedim yaptıklarımı, bir kısımını düzenlemek. Tamamen düzenlemenin imkansızlığını kavradığımda elime geçen zaman ile şirk koşuyorum şimdi. Hep koşuyorum zaten…Özellikle kronolojik olarak düzenlemeye çalışacağım :) Bundan sonra buraya eklemeyi planlıyorum ürettiklerimi, yazdığım yazıların formatını daha planlayamadım, onları belki bir sonraki zamanda eklerim
Haydi sanal turumuza başlayalım;
Elle Tutulmaz Gözle Görülür Çalışmalarım
Karpuz-2000
Bu resmimi çok seviyorum, ilk yaptığım resimdi :)
Oturan Boğanın Lanetea
Adı da ne ergen aa, ama o zamandan kalma, geçmişe saygı <3
Hüptürgeç
Speray
Gerçekçi bir şey çizmeye çalıştığım maksimum resim bu olsa gerek...
Gözlendi
Kafası sonradan geldi
Hayal Prens
Bu resmi bir sanat yarışmasına yollamıştım. Kazanırsam belki ileride açılacak cafeye biraz daha yaklaşılır filan diyordum. Sonuçlar gelmeyin, yarışmaya şöyle bir mail atmıştım; " Kendim için sanat yapıyorum, çok önemli değil sonuç ama merak ettim açıkçası :D " Böyle gülücüklü filandı cidden; zaten hayatın her türlü alanında cıvıklı takılabilen bir yapım var :D Hayatı ciddiye alamıyorum vallahi, o yüzden olsa gerek, neyse yeter :D
Uzanımlar
Algılasal Self-tanımlama
Kaoslu
Anlamlısızlık
Arayıcı
Islak Aydınlık
Bantoloji
Bulutamayanlar
Kardeşimle birlikte çizdiklerimiz:
Dualizma
Kılıflamaca
Kardeşime ait:
Elle tutulur gözle görülür çalışmalarım:
Monument Trio:
Monument of Cuteness
Monument of Life
Monument of Friendship
Trio of Regeneration: "Burultu"
Altındaki ton balığı kaplarından yaptığım sehpaya lütfen dikkat edelim :) 35 kilo verdiğim dönemde spor yaparken o kadar çok tüketmişim ki konserve ton balığı bir şekilde değerlendirmem gerektiğini düşündüm ve ortaya bu çıktı.
Soul-side
Üçlemenin 3.sü yaratılma sürecinde :D
Kalem, mürekkep ve kürdan ile çizdiklerim: Kid's Kute Kite
Koruyucu-Zıppır
Tutunabilenler
Doşalma Kayıp Takip
Mekanizma Öğreti Öylesine Çiçek-1
Öylesine Çiçek-2.0
Siren
Doğum
Love-Maker
Akrilik ile yapılanlar:
Hala hayatta olan Laptop'ımın, hala hayatta olan kapağının arka yüzü:
Dile kolay 7 yıl oldu yav, yakında laptop'ım anaokuluna başlarsa şaşırmayın :D
Bohemli Kadın
Yağlı Boya ile yapılanlar: Geç kalan Koza (Daha bitmedi ama bundan şimdilik bu kadar :) )
Bu bir tabela, bildiğin 7 yaş çocuğu resmi gibi :D
Koşu alanında yalnız kalmış ağaç
Bu da koşu yolundan
Devam edilebilme potansiyeli olan Çalışmalarım:
Neden yaptım bunu dediklerim:
Çoğu genellikle program denemek için yaptığım şeyler, zaten ruhu olmadığı için de bitirilebilecek bir şeyi olmadığı için bırakıp kalmışım genelde. Bazen de hissetmiyorum bitiriyorum direk çizmeyi...
Bitiremedim bunu gelmedi devamı ben de bıraktım belki ileride devam ederim...
Bunu derste çizmiştim, dedim ohaa yılan filan çizebiliyorum ama çok sıkıcıydı bıraktım.
Bir süre sonra baktım yılan filan çizebiliyorum, dedim yüz filan çizebilmek güzel olurdu, Şimdi bir kaç tane boklu püsürüklü dandirişko ötesi yüz denemeleri ile karşılaşacaksınız.
Not: Hacılar burada anlamlı bir şey buluyorsanız lütfen beni özelden arayın...
Ruhşen amcam'ların oğlu Sedat bile daha güzelini çizer bunun, sırf eğlenmek için koydum zaten.
Bu resimi aslında seviyor olmam lazımdı, ama sevmiyorum yani zorla mı... Sanırım basitliği beni itici bulmaya iten şey... Ama şöyle bir durum da var öylesine bir çizgi çizmek bile aslında ne kadar basit dursa da bakıldığında, her şeyin bir zorluğu var. Ne çizildiği değil biraz neden çizildiği önemli bazı şeylerin.
Burada boyut filan çalışmaya çalışıyorum, gölgelendirme ile birlikte ama sıkıntılarım var belli :) 3. bir boyut katmakta zorlanmaya başladığımı işte tam bu zamanlarda anlamıştım, tabi bende pes etmek genellikle görülen bir şey değildir. 3. boyut üzerine ilerlemek için bu sırada kil ile çalışmaya başlamıştım. Elinden gelen herşeyi yapmak, yapmak istediklerim için savaşmak bir iç prensip benim için. Vazgeçmek kolay olan, ben zorlanmayı seviyorum. Yapmayı istediğim şeyler vazgeçecek kadar değersiz olsaydı, isteklere sahip olmanın bir anlamı olmazdı. Ben emek dolu, umut dolu, değerli bir hayat yaşayacağım kendimce. Anlamı olmayan bir hayatın değeri kaç par eder bilemem, ama güzellik 10 par etmiyor sizdeki aşk olmazsa sayın seyirciler, onu biliyom :) Her şey bakış açısından ibaret.
Yine bir yüz çalışması, bu suratı hatırlıyorum ama bu bitmezdi. Adamın yüzünü bir güldürüyor bir ağlatıyor filan bayağı eğleniyordum ama dediğim gibi anlatılmak istenen bir şey yok sadece bir çalışma
Korkunçlu bir palyaço filminde fırlama yüz, tabiki devam etmedim. Bu da bir yüz çalışması.
Bunu da sevmiyorum, çünkü koruması zor, normalde içinde çim ekili oluyor ama eve götürürken koruyamadım :(
Ve en sevdiğim yüz portesiyle bitirmek istiyorum bu yazıyı, ileride yaptıklarımı da buraya eklerim artık, sanal müze gezmek gibisi yok biliyorum ;)